8 Mayıs 2012 Salı

notdefterleri

bazen öyle bişey olur ki, 
başka şeyleri düşünürken başka işle meşgulken, hiç aramadığın şeyleri bulursun kenardan köşeden..
ben hep not defterlerimi bulurum..
içinde karalamalarla abimin bana söylediği yazarların minik parçaları..
bi okurum bi bakarım..
her sene her dakika her saniye nasıl değişmişim diye..
büyüyor ya insan,
ben hep not defterlerimle..

2 Ekim 2011 Pazar

wolf and i


bir şarkı dinlersin.
o şarkının içinde sen varsındır.
sen söylemezsin. 
başkası o şarkıyı senin için söyler.
senin hissettiklerin,senin söyleyemediklerin,senin bağıramadıklarını.
nerede, ne şekilde dinlersen dinle aynı hissettirir.
yürürken,bir şeyle ilgilenirken.
hep aynı.
bir bara gidersin.
barın en arkasına köşesine oturursun.
senin şarkın çalmaya başlar.
sadece senin için.
sadece onu hatırlaman için.
barda ki kimse bilmez.
ve sen o gürültüde bağıra bağıra söylersin.
sadece sen hissedersin.
gözlerini kaparsın.
4. 49
şarkı biter.
gözlerini açarsın.
ve fısıldarsın.
wolf and i

1 Ekim 2011 Cumartesi

tünel çıkışı

galataya gidicem diye çıktığım evimden. 
telefon geldiğinde taksime gitme kararı aldığımız söylendi.
evet uzun süredir gitmiyodum.
hani özledin mi dersen yok özlemedim derdim. 
şimdi hava yağmurlu. sonbahar.
hatırlanan şeyler olmalıydı.
vapuru kaçırdık.
rıhtımda çay içelim dedik. yağmur şemsiye bile dinlemeden sigaralarımıza,kaşımıza gözümüze saldırmaya başladı.
jetonlarımızı kapıp iskeleye koşturduk.
yeni vapurlardan geldi şu sürekli 2. katı tost kokan.
en karanlık köşeye çömelip müzik dinlemeye başladım.
işte o anda bişiler başladı hatırlanmaya.
geçen sene ne çok bindim dedim vapura. 
atölye saatini kaçırmak istemediğim zamanlar. 
biraz içim büküldü. kopmasına izin vermedim tabi.
vapurdan inip tünele binince daha beter olmadım mı? oldum.
gözümde canlandı. tünelde sarhoş yere çömmelerimiz.
 dosyaları tutmaya çalışmalarımız. mertin demirle savaş içinde ki hali.
kendi sarhoş değilmiş gibi bize gülmeleri.
çıktım tünelden. halay çeken bi grubun peşine takılmamız geldi gözümün önüne.
her gün ne yiceğimizi düşündüğümüz öğle tatilleri.
küçük beyoğlunun girişinden geçerken özledim birden.
önerin böcek olmak istediğini anlattığı geceleri.
televizyon nefret edişlerini. telefon kullanmak istememesini.
ev taşımasını kurduğu planları dinlemeyi özledim.
papilona gidip 3 liraya shot yapmayı. sarhoş olup dart oynamaya çalışmaları.
o kırık koltuğa mertle sığışmayı. konuşmayı,konuşmayı saatlerce.
cihangir cafeyi. akşamları üşüyerek çay içmeyi.
milky'i. önerin bütün gün onunla uğraşmasını. 
kahve yapma sırasının kavgalarını.
özlem hocamı özledim.
bide en son mertle massive attack konserine gitmiştik.
izlemek yerine sahil kısmındaki puflara geçmiştik. yıldızları seyrede seyrede dinledim 'angel' ı. 
bide o konser keşke tekrar olsa.
mertin söylene söylene kadıköye gelmesini bile özlüyorum.
ben teşkilat-ı nakkaş'ı çok özlüyorum..

18 Mayıs 2011 Çarşamba


* bi insan bi insanla beraberken

* nası bi başkasına dokunabilir

- beden başka bir şey. sıradan bir et parçası algısında.

- o sebepten o insanlardan aşk çıkmıyor

5 Mayıs 2011 Perşembe

Küçük sözler

Sabah olacak.. Olacak mı? Bunu düşünürken bile büyük bir endişe içindeyim.Tasamın boğulumumun pergeli, gökyüzünün çemberini boynuma halka halka ellerime kelepçe geçiriyor. Ne kadar uzun süredir çizmedim? Uçurumsal mutsuzluğumu kağıtlara dökeceğime, ufak tefek eğlencelerle geçiştirmeye çalıştım nicedir. Nedenini bende anlamıyorum kimi kez. Nedir bu körletme yeteneği? Neremden yakalanıdınız beni? Dev dalgalarla boğuşarak yiğitçe can vermek varken, bir karış göl suyunda mı boğulacaktım? Birazcık DERİNLİĞİN olsaydı, birazcık.. Senden esin beklemiyorum artık, belki de hiç beklemedim.. Ama gerçek esinlere kaçacak gücü almasaydın elimden.. Sığlığınla, basitliğinle bayağılaştırdınmı beni yoksa? Buna inansaydım, en kısa yoldan öldürürdüm kendimi.. Ya da sen beni zaten öldürdün de haberim mi yok? İşin doğrusu şu ki, beni benden başkası öldürmedi.. Ne zaman, nerede anımsayamıyorum.. Bir sabah vakti belki.. Bir sabah vakti kesin.. Bütün bir gece dayandıktan sonra,evet. Ay aydınlığının gün ışığına karıştığı bir sırada, uzak ve ıssız bir bomboşlukta vurdum kendimi bir düelloda. Şimdi de başıma çökmüş ağlıyorum. Öldürdüğüm, benim dünyalar güzeli GENÇLİĞİMDİ.. 

Ben bu yanda ben olarak , yanlızca öte yandaki beni düşünüyorum. Öncemle yokum artık, önümdeki engelle bir hikmete varmış,savaşımı veriyorum.. Başaracağım.. Yüreğimin ta derinliklerinden çıkardığım ateşe tutmuşum gecelerin karanlığını.. Sabahı bulacağım soluk gökte bir yıldız azalmasıyla.. Ve işte, diyeceğim birden, Sabah oldu!

1 Mayıs 2011 Pazar

R&R Beyenirsoy

En çok özlediğim var benim.. düşündükçe hem gülümseyip hem keşke dediğim.. çocukluğum o benim.. tek çektiğim acı düşüp bacaklarımın kanaması hani.. ama koşmaya devam etmek umursamadan.. şimdi kim yapar bunu? yara alınca yerlerde sürünmüyor mu çoğumuz? nerede çocukluk cesaretimiz? ben hiç büyümek istemedim.. bisikletle evin etrafından uzaklaşmak ne büyük maceraydı benim için. hem korku hem özgürlük.. şimdi neye korkmadan atlıyoruz? nerelere gidiyoruz düşünmeden? kirlenmek güzeldi.. ne kadar kirlenirsem o kadar oyun oynamış,o kadar yorulmuş,o kadar mutluydum.. şimdi üstümüzdeki en ufak lekeden rahatsızlık duymuyor muyuz? yan bahçedeki erik ağacına tırmanıp o küçük yeşil erikleri ekşi ekşi yemek ne büyük keyifti. yaşlı kadınların cama çıkıp fırçanın en büyüğünü atacaklarını bile bile.. azar işitmek bile tatlı değil miydi? şimdi neden her söylenen söze kırılıp dökülüyoruz? parfümleri topladığımız çiçeklerden yapıp en güzel kokuyu kim yapacak diye uğraşmak mutluluk vericiydi.. şimdi insanlar tonlarca para döküp parfüm aldıklarında bizim kadar mutlu olabilirler mi? kar yağdığında sokaklara atıp kendimizi her yerimiz soğuktan uyuşana kadar karın keyfini çıkarmak gibisi yoktur. şimdi çoğumuz hasta olmamak için bu keyiften mahrum kalmıyor muyuz?  çocukluğumda gülümsemem de ağlamam da eksik olmadı benim.. ağlamalarım önemsiz, gülümsemelerim hep birikimdi.. yaşama sevincimizi çocukluğumuzdan aldık biz.. bu yüzden olgun olacağıa diye kasmadan kendimi,çocuk gibi eğleniyorum hala.. bu yüzden sizden bi nebze daha mutlu değil miyim sanki? en çok çocukluğumu özlüyorum.. çocukluğumdan en çokta adaşımı özlüyorum.. şimdi zamanı geri alın.. geri alın ki eve ağlayarak geldiğimde dizimdeki yarayı temizleyen o muhteşem kadına sarılayım tekrar tekrar..Onun yaşanmışlığından yaşama arzusundan besleneyim senelerce.. ama bu sefer gitmesin.. hiç gitmesin..hadi alın zamanı geri!..